|
|
|
|
|
|
|
|
MAHALLE MAÇLARI
Her maçtan önce takımları kurmak için iki kişi atışmak üzere ortaya gelirdi. Atışmak özet olarak iki kişinin karşılıklı birbirlerine doğru sırayla adım atmaları ve bunun sonucunda kim kimin ayağına basarsa o kişinin ilk oyuncuyu seçme hakkını elde etmesidir. Atışma işleminden sonra atışmayı kazanan kişi takımında görmek istediği ilk ismi söyler, sonra oyuncu seçme sırası atışmayı kaybedene geçerdi. Fakat problemler burada son bulmazdı.
Pluscep - Mahalle Maçı Kuralları
Oğlum siz güçlü oldunuz bari şu adamı bana ver.paylaşma işi böyle devam eder ve sonuçta mahalle kalabalığı iki ayrı takıma bölünürdü.
Tüm bu gereksiz aktivitelerin ardından oyunun enteresan kurallarını koymaya geçilirdi. Mesela abanmak yok 3 korner bir penaltı 5 te devre 10 da biter kaleden kaleye gol olmaz gibi.
Sonuç olarak maç başlar ve asıl eğlenceli diyaloglar ve olaylar da maç içinde yaşanır.
-Top arabanın altına kaçtığında her zaman sıkışır ve el ile topa yetişilemediği zamanlarda arabanın altına yatılır top iki ayak arasına sıkıştırma yöntemi ile çekilir. Bu yöntemde işe yaramazsa topa taş atma sopa ile itekleme yöntemlerine başvurulur.
-Her maçın ortasında yaşça geçkin bir abi gelir ve topu kapıp herkesi çalımlayıp gol atar.
-Bir diğer abi türü ise çalım atıp gitmeyen direk bütün maç oynamak isteyen abilerdir. Bu abilere abi yapma ya yer yok desenizde 'ya oynarım ya da maçı bozarım' tehditi ile maça dahil olurlar.
-Oyunda serbest atış kullanılacağında barajın mesafesi üç büyük adım mesafesi kuralına göre uygulanır. Bazı mahallelerde ise bu direk düz üç adım olmaz ilk iki adım büyükçene atılır son adım ise o kişinin zıplayıp ulaşabileceği son noktadır.
-Eğer minyatür kale oynanıyorsa penaltıyı atacak oyuncu kaleye sırtını döner domalıp kafasını bacakların arasından sallandırıp kaleye bakar ve topuğuyla topu kaleye gönderir. Top kaleye doğru giderken büyük ihtimalle yoldaki bir taş parçasına çarpıp yön değiştirir ve gol olmaz. Bu arada penaltının atıldığı nokta kaleden 9 adım uzaklıktadır.
-Eğer bir kaleci gaza gelip gol atmak isterse aniden topu alıp 'kaleci oyuncuyum' der ve kaleden çıkıp herkesi çalımlamaya çalışırdı. Genelde bu kişi yolda topu kaptırır ve takımının boş kaleye gol yemesine neden olur bol bol da küfür yerdi.
-Maçta şaibeli bir gol olduğunda (mesela top direk yerine kullanılan taşın üstünden geçer ya da öyle gözükür gol mü direk mi anlaşılmaz) golü yiyen takım ' gol değilll lannn direk' diye bağırırlar tartışmalar alevlenir fakat tam o sırada bir etik ruha sahip bir takım arkadaşınız ' gol gol ben de gördüm' der ve o an karşı takım hep bir ağızdan ' adamın diyoooo olm' diye bağırır. Yapacak bir şey yoktur içten içe ya da dıştan dışa golü kabul eden takım arkadaşına küfür edilir.
-Top birinin hayalarına geldiği anda herkes ' hemen işe olum bak kısır kalırsın' der hemen sokağın ortasında işenir.
-Mahallelerde kale kavramı iki taştan ibaret olduğu için üst direk diye bir şey yoktur. Kalecinin boyuna ve zıplama yeteneğine göre üst direk ölçüsü göz kararı belirlenir. Her zaman bu konuda kavga çıkar. Kalecinin üstünden geçen her toptan sonra kaleci 'gol değil olm nasıl yetişeyim o topa' der golü atan ise ' zıplasan yetişirdin olum' der. Bu böyle devam eder. Minyatür kale de ise üst direk bel hizası olarak kabul edilir.
-Eğer maç bir türlü bitmiyorsa ve birisinin annesi onu yemeğe çağırıyorsa ' atan galip' kuralı uygulanır. İlk gölü atan maçı kazanmış sayılır. Bir nevi ' altın gol' uygulamasına geçilir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|