
Eskiden Kayseri’de aileden sonraki sosyal basamak mahalle idi,mahallede herkes lakabıyla anılır.Zengin fakir ayırımı yapılmadan yapılmadan dostca yaşanırdı. Mahallenin kadınlarına teyze, ame, yenge, amca ,dayı bizden büyüklere abla, abi denir. Doğum,düğün gibi tatlı olaylar, hastalık,ölüm gibi açılan birlikte paylaşılırdı.
Mahallenin ağabeyleri mahallenin namusunu koruma ve kollamakla görevli idiler.Mahalle kızlarının peşlerine başka mahalle erkeklerini takıp getirmeleri ayıp ve yasaktı.Bu işe kalkışan yabancı mahalle delikanlılarının icabına bu ekip bakardı.
Komşu mahalle delikanlıları kurallara uymak şartıyla bir mahalleden diğerine geçebilirlerdi. Mahalleden çıkacak gelin konvoylarının yolunu kesip bahşiş almak bu ekibin işiydi.
Mahalle kadınlarının ilk işi sabah kalktıklarında sokak kapılarını çalı süpürgesi ile süpürmekti. Cingi taşlarının arası oyuluncaya kadar süpürülürdü. Çünkü o evin kadınının temizliği bununla ölçülürdü.
Ev kadınları pek para kullanmazlardı. Mahalleye gelen satıcılara eski elbiseler vererek çamaşır leğeni naylon kovalarla takas ederlerdi.
Mahalle canlı bir olgu idi Her canlı gibi yaşardı.Büyüyen nesil evlendirilir veya askere gönderilir.Yerine yeni nesil nöbeti teslim alırdı.
Mahallenin değişmez unsurları vardı mahalle bekçisi ,fırını ve çeşmesi ile bir bütündü. Mahallenin çocukları birbirlerini çok severlerdi.kavga etseler bile kin tutmazlardı.okula birlikte giderler her gün kendilerine yeni dünya kurarlardı.birlikte teksas, tomkis,redkit okurlar,birlikte çelik çomak ve top oynarlardı.
Yıllar geçtikçe bu birliktelikler kollama ve koruma duyguları yok oldu.Birim aracı olan para bir anda harcama vasıtası oldu.Şehirlerdeki hızlı gelişim Sanayi hamlesi köylerden göçler yeni yeni türeyen zenginler yaşam tarzındaki tezatlar önce eşitliği sonrada saygı ve sevgiyi manevi değerleri yok etti.Daha sonra işsizlik,köşeyi dönme adamını bulma,malı götürme hayatın yenilgisi,çaresizlik mahalle yaşamını yok etti.
Şehrimiz eski mahallelerimiz kasırga misali rüzgarlar karşısında dayanamıyor, parkları meydanları sokak ve caddeleriyle sıkıcı ve sıradan bir ortak zevksizliğin bayağılaştırdığı bir tekdüzelik örneğine dönüşmeye başladı.
Şehirleri birbirinden farklı kılan, ayıran bu ayrılıklardan güzellikler çıkaran ayrıntılar birer birer yok oluyor.
Kayseri’nin kendini ele vermeyen gizemli ve insanları kendine bağlayan bir yanı vardır.Bu Kayseri’nin ruhudur.Kayseri’nin bu özelliğini yalayabilen insanlar için bu şehir şehir olmaktan çıkar.Ve bir sevgili mertebesine yükselir.Erciyes’e sırtını dayamış Kayseri’nin kokusudur bu bizi bu şehre bağlayanda bu kokudur.Çocukluğumun gençliğimin geçtiği,dar sokaklarında yürüdüğüm hunat mahallesinin kısa zamanda dozerlerle yok yok edildiğine şahit oldum.Güllük ,Hunat, Çandır mahallesinin kendi gitti adı kaldı.Mahalle olgusu kültürümüzün en önemli yanını temsil eder. Bu gün bile Kayseri’nin yerlisiyim diyenler kendi aralarında hangi mahalledensin diye sormaya devem ediyorlar.bu soruya cevap verilen mahalleler birer isimden ibaret.Dolayısıyla genç nesil için hangi mahalledensin sorusu hiçbir şey ifade etmiyor.Edemiyor.Çünkü şehrin eski mahalleleri apartman özentisine ,arsa rant getirisi uğruna çoktan feda edildi.Şu anda geçmişi özlüyoruz.Çünkü o geçmişte elimize her şey geçmiyordu.geçeninde kıymetini biliyorduk.Teknoloji yoktu insan daha fazla içindeydi her şeyin sık sık kıyafet değiştirmek zengin işiydi. Orda direk çocuklar yeni giysiler için bayramı beklemek zorundaydı.
Elime her şey geçtikce geçmise özlemim arttı.Geçmisin daha güzel olduğuna dair tartışılmaz bir fikir birliği oluştu.Geçmişi özlüyoruz çünkü çok çabuk tüketilmeyen bir şeyler olsun istiyoruz.hayatımızda.Geçmişi özlüyoruz,çünkü özlemi seviyoruz birazda.
Kayseri, insanının kokusuyla birbirine karışmış içinde yaşarken fark edemediğimiz kokudur.Ne zaman ki ayrıldınız gurbet ele gittiniz burnunuzda tütmeye başlar ,en önemsiz ayrıntıları bile hatırlarsınız.
İçinde bulamadığınız güzellikleri dışarıda aramayınız derler ya Yaşadığınız her şehir içinde yeterince güzellikler bulabileceğiniz şehirdir.Yeter ki yaşadığımız şehri sevelim.
Kimi zaman da bir sebebi olmadan severiz şehirleri ;bilmediğimiz,izah edemeyeceğimiz gönül bağları oluşur onlarla aramızda bütün sevdiklerimizi bir şehir barındırıyorsa o şehrin havasını teneffüs edip suyunu içiyorsanız bazı şeyleri bu şehir insanları ile paylaşıyorsanız bu şehri sevdiklerinizin arasına koymalısınız.
Mahalle olgusu aslında şehir kültürümüzün önemli bir parçasıydı şu anda bile Kayseri’nin yerlisiyim diyenler kendi aralarında hangi mahalledensin diye sormaya devam ediyorlar. Kayseri’de yetişen genç nesil için hangi mahalledensin sorusu bir şey ifade etmiyor. Kayseri’nin eski mahalleri kısa bir sürede rant uğruna dozerlerle kepçelerle yok edildi..
Doğup büyüdüğüm Hunat mahallesinden geriye bir tek Kalem Kırdı cami kaldı..o da bakımsızlıkta harap durumda.